Ay’daki Tuhaf Taş: Büyük Bertha

Ay’daki Tuhaf Taş: Büyük Bertha

Uzaya çıkan ilk Amerikalı astronot olan Alan Shepard 1971 yılının 6 Şubat’ında Apollo 14’ün komutanı olarak Ay’da yürüdü. Cone Krateri yakınından örnekler toplayan Shepard, yürüyüşü sırasında farklı bir taş örneği gördü. Bir top büyüklüğünde olan taşın bu alana sonradan geldiğini düşünerek durumu Houston’a bildirdi. Yeryüzüne gönderdiği bilgide taşın düşme sonucu buraya gelmediğini düşündüğünü belirtti. Taş olsa olsa bu alandaki büyük kayalardan birinden kopmuş olmalıydı. Taşın büyüklüğü ve astronot kıyafetinin bir şeyi taşımaya pek uygun olmamasından dolayı Shephard taşı tek başına taşımanın zor olacağını anladı. Durumu görev arkadaşı Ay Modül Pilotu Edgar Mitchell’e bildirerek taşı birlikte araca yüklemek için ondan yardım istedi. Yaklaşık olarak 9 kg ağırlığındaki bu taşa astronotlar Birinci Dünya savaşında Almanlar tarafından kullanılan ünlü obüs “Büyük Bertha” deseler de bilim insanları onu 14321 numaralı taş olarak isimlendirdi. Bu taşla birlikte Apollo 14 kapsamında toplamda yaklaşık 34 kg ağırlığında Ay taşı Dünya’ya getirildi. Şüphesiz aralarındaki en büyük taş Büyük Bertha’ydı. Aynı zamanda bu taş Apollo görevleri kapsamında yeryüzüne getirilen en büyük üçüncü taş olacaktı. Astronotların Ay’daki kayaç ve taş yapıları incelemesi NASA bilim insanları tarafından oluşturulmuş bir görevdi. Özellikle büyük taş parçalarını inceleyen astronotlar kozmik ışınımın Ay yüzeyine etkisini araştırıyordu.   

          Görev bitiminde Apollo 14 astronotları Alan Shephard, Edgar Mitchell ve Komuta Modülü Pilotu Stuart Roosa başarıyla Dünya’ya döndü. Astronotlarla birlikte Ay taşları da sağlam bir şekilde yeryüzüne ulaştı. Daha sonra taşlar bilim insanlarına teslim edilerek taşlar üzerinde araştırmalar başladı. Taşların yapısı ve bulundukları bölge ile içeriklerinin benzerlikleri karşılaştırıldı. Bu süreçte meraklı astronotlar da zaman zaman bilim insanları ile buluşarak yürütülen araştırmalar konusunda bilgi aldı. Alan Shephard’ın aklında Büyük Bertha vardı. Acaba bu taş nasıl oluşmuştu ve gerçekten de bulunduğu yerdeki Ay toprağından farklı mıydı? Eğer değilse gözle görülen bu fark neden kaynaklanıyordu? Büyük Bertha’yı inceleyerek üzerinde araştırmalar yapan bilim insanları bu taşın bundan yaklaşık olarak 3,9 milyar yıl önce Ay’a çok büyük bir gökcisminin çarpması sonucu oluştuğunu ortaya çıkardı. Büyük Bertha’nın türü ise irili ufaklı birden fazla farklı mineralin bir araya gelmesinden oluşan breçşa (breccia) olarak belirlendi. Peki Ay’a nasıl bir gökcismi çarpmıştı? Bu sorunun cevabı için daha fazla araştırmaya ve daha ayrıntılı ölçümlere ihtiyaç vardı. Büyük Bertha konusu o dönem için tam çözüme kavuşmamıştı. Bu nedenle Büyük Bertha ile yapılan araştırmalar günümüze kadar devam etti.

          Geçtiğimiz Ocak ayında İsveç Doğa Tarihi Müzesi araştırmacılarından Jeremy Bellucci ve Alexander Nemchin tarafından Büyük Bertha konusunda yeni bir araştırma yayınlandı. Bu araştırmaya göre Büyük Bertha, Ay’ın mağma yapısından özellik ve içerik açısından ayrışıyordu. Gelişmiş tayfçekerle Büyük Bertha’yı inceleyen bilim insanları bu taşın Ay yüzeyinden daha yüksek oksijen bolluğu ve daha soğuk sıcaklıklarda oluştuğunu keşfetti. Bu koşullara ise Dünya yaklaşık 4 milyar yıl önce yeryüzünün 20 km. altında sahipti. Elde edilen bulguların gösterdiğine göre Büyük Bertha yeryüzünde oluştu ve daha sonra uzaya fırlatılarak göktaşı olarak Ay’a gitti. Büyük Bertha’nın Ay’a yolcuğunu anlamak için bir anlamda Güneş Sistemi’nin oluşma aşamasındaki ilk 500 milyon yılına gitmek gerekiyor. O dönemki koşullarda gezegenler ve uyduların birbirine çarpması sonucu etrafa saçılan taş parçaları gezegenlere ve uydulara doğru savrulup onların üzerine düşüyordu. O dönemde uydumuz Ay da şimdiki konumunda değildi. Günümüzdeki uzaklığının üçte biri mesafedeydi. Bu nedenle bu tür taş alışverişleri daha sık oluyordu. Elbette Büyük Bertha bu büyük kayanın keşfedilen bir kırıntısıydı. Eğer Büyük Bertha’nın atası Ay’a çarptıysa, orada bir çukur da açmış olmalıydı. Peki bunun izi Ay’da görülebiliyor mu? Büyük Bertha’nın bulunduğu bölge üzerinde araştırmalar yapan bilim insanları Büyük Bertha’nın atasının, Ay’da Yağmurlar Denizi (Mare Imbrium) bölgesine çarparak büyük bir krater oluşturduğunu düşünüyor. Büyük ve geniş bir düzlük olarak görülen Yağmurlar Denizi, Güneş Sistemi’ndeki en büyük kraterlerden biri olup 3.9 milyar yıl önce yaklaşık olarak Romanya büyüklüğünde (280 km. çapında) bir asteroidin çarpması sonucu oluşmuş. Oldukça büyük bu kayanın açtığı çukur ise Türkiye’nin yarısının rahatlıkla sığabileceği büyüklükte (1144 km uzunluğunda)’dir. Yağmurlar Denizi günümüzde 11 km derinliktedir. Ancak ilk zamanlar derinliğin daha fazla olduğu daha sonra lavlarla buranın kaplanıp sığlaştığı düşünülüyor.  

          Eğer Büyük Bertha hakkında elde edilen öneriler doğruysa, yeryüzüne ait keşfedilmiş en eski taş yeryüzünde değil de Ay’da bulundu! Ay’ı keşfetme çabamız sırasında Dünya’ya ait bilgilere de ulaşmamız büyük bir hediye. Alan Shephard bir anlamda uzaya ilk çıkan Amerikalı olması, Ay’da yürüyen sayılı astronotlardan birisi olmasının yanı sıra Ay’da Dünya’ya ait en eski taşı bulan kişi olarak da tarihe geçti! Apollo görevleri sonucunda elde edilen bilimsel keşiflere bir yenisi daha neredeyse 50 yıl sonra eklenmiş oldu.

Konuyla ilgili bilimsel makaleye ulaşmak için;

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0012821X19300202