Astronotların Deneyimlerinden Apollo Görevleri

Astronotların Deneyimlerinden Apollo Görevleri

Apollo görevini yürüten ve göz önünde olanlar astronotlardı. Yeryüzünde binlerce kişiden oluşan bilim insanları, mühendisler, politikacılar ve işçiler görevin arkasında önemli bir güç iken herkes görevleri astronotların gözünden görüyor ve değerlendiriyordu. Bir anlamda en büyük tehlikeyle karşı karşıya kalanlar onlardı. Bu da onları bir anlamda birer bilim kahramanı haline getiriyordu.

          Astronot olup uzaya çıkmak hatta Ay’a gitmek çok cazip gelse de sanılanın aksine hiç de kolay değil. Yorucu ve zorlayıcı fiziksel eğitimler, aklı zorlayıcı sorunlar kısacası insanın sınırlarını zorlamasıdır. Bu zorlukların üzerine bir de gidip de dönememe durumu yani can kaygısı da eklenirse insanın hem fiziksel hem de ruhsal anlamda tüm bunlarla baş etmesinin ne kadar zor olduğu anlaşılır. Bu zorluklar ve tehlikeler Apollo astronotlarına sorulduğunda içlerinden Jim Lovell Apollo görevinde yer alan astronotların işin doğası gereği çok iyi niyetli düşünmek zorunda kaldıklarını belirtiyor. Kısacası her sorun çözülür, her aksilik giderilir, paniğe gerek yok! Apollo görevleri kapsamında 32 erkek astronot görev aldı. Bu astronotların hepsi bir anlamda şimdiye kadar yapılmamış görevleri başardı. Kimisi bu uğurda hayatını kaybetti kimisi de baskılara dayanamayıp görev sonunda emekliye ayrıldı. Hepsinin ortak özelliği ise Ay’ı keşfetme merakıydı. Astronotlar kendi bakış açıları ile Apollo görevini nasıl görüyorlardı? Ne gibi zorluklar yaşamışlardı ve neler hissetmişlerdi? Siz de bu soruların cevabını merak ediyorsanız onlara kulak verelim…

          Apollo 7 görevinde yer alan astronot Walter Cunnigham o dönem herkesin Ay görevine büyük ilgi duyduğunu söylüyor. Apollo 1’in kaza yapması kendi görevlerine olan ilgiyi ve bir yandan da endişeyi arttırdığını belirtirken Apollo 7 ekibinin kaza olasılığının çok düşük olduğunu düşündüğünü söylüyor. Bunun nedeni olarak da görevden önceki son 21 ayda uzay aracı üzerinde 1060’dan fazla değişiklik yaparak tek tek her aşamada görev almalarını gösteriyor. Mühendislerle birlikte çalışan ekip hem teknik hem de kullanım açısından uzay aracına hâkimdi diyor. Amaç Ay’a inmekti ve biz de kendimize ait görevi başarıyla yaptık derken bunu Ay’a iniş gerçekleştiğinde çok daha iyi anladık şeklinde ifade ediyor. Şu an 87 yaşında olan Walter Cunningham uzaya çıktıklarında herkesin görevi ne ise onu yaptığını ve geçmişte olan sorunlara hiç takılmadan denemeleri yaptığını şaşırarak belirtiyor. İnsanlığı ilerletecek olanın çok daha uzaklara gitmek ve keşfetmek olduğunu söylerken bir anlamda bunun toplumun eğitilmesi şeklinde yorumladığını ifade ediyor.

          James McDivitt Apollo 9 astronotlarındandı ve aynı zamanda da 1969-1972 yılları arasındaki Apollo görevlerinde de yönetici olarak çalıştı. 88 yaşına basan James, o dönem Apollo görevlerinin maddi anlamda çok iyi desteklendiğini ve kaynak yönünden hiç sıkıntı çekmediklerini belirtiyor. Apollo görevlerinin başarısının altında yatan önemli nedenlerden birinin halkın maddi ve manevi desteği olduğunun altını özellikle çiziyor. Apollo 9 göreviyle kendi çapında minik bir katkı sağladığını belirten James, Apollo uzay aracının yeterli genişlikte tasarlanmasına katkı bulunduğunu söylüyor.

          Apollo 9 görevinde James McDivitt’in takım arkadaşı olan Russell Schweickart ise şu an 83 yaşında. Saturn V roketine görev öncesi bir deneme için bindikleri anın eşsiz olduğunu belirtiyor. Roketin tam tepesinde sanki bulutların üzerinde kendini hissettiğini belirten Russell, denemeler sürerken öğle arasına geldiği için işçilerin ve mühendislerin yemek molasına gittiklerini ancak kendilerinin roketin içinde kalarak onlar için hazırlanan ekmek arası bir şeyler yediklerini söylüyor. Hayatının öğle yemeği olarak bu anı hiç unutmadığını belirtiyor. Bu güzel deneyimin yanı sıra bazı kötü deneyimler de yaşayan Russell, Apollo 9 görevinde ay modülü pilotu olarak çalışmalarını yürütürken uzay hastalığına yakalandığını söylüyor. Baş ağrıları ve mide bulantıları yaşayan Russell, görevin ilk birkaç günü kendine gelemeyerek bu hastalığı atlatmasında ve bir yandan yapması gerekenlere odaklanmasında takım arkadaşlarının ona yardımcı olduğunu belirtiyor. Takım arkadaşları Russell’ı bir yere sabitleyerek başını kımıldatmadan belirli bir noktaya sabit bakmasını sağlamışlar. Ardından hastalığının yavaş yavaş yok olduğunu fark eden Russell tüm deneyimi bir yandan da diğer görevler için not almış. Eğitimlerdeki doktorların önerilerinin yeterince geçerli olmadığını ve hazırlanan ilaçların çok fayda etmediğini vurgulayan Russell, yeryüzüne dönünce bu konuyla ilgili bir rapor hazırlayarak Apollo görevlerine önemli bir katkı sağlamış.

          Ay’a insanlığı yolculuğun tarihi görevlerinden Apollo 11’in ekibinde yer alan ve komuta modülünde Neil Armstrong ve Buzz Aldrin’i bekleyen bir yalnız adam vardı: Michael Collins. 88 yaşına merdiven dayayan Michael, yeryüzüne döndüklerinde birçok kez bu yalnızlığı ile eğlenildiği hatta neden Ay’a inmediği sorularına maruz kaldığını belirtiyor. O sırada benim modülde boş boş beklediğimi sananlar oldukça yanılıyor diye belirten Collins, komuta modülünde bir yandan yeryüzü ile haberleştiğini, diğer yandan Ay’a inen arkadaşlarının durumunu kontrol ettiğini söylüyor ve ekliyor: Yalnızlığı hissedecek hiç vaktim olmadı! Ayrıca modülde yalnız olmaktan ya da Ay’a inememekten dolayı rahatsızlık duymadığını böyle bir tarihi görevde yer almanın çok önemli olduğunu sözlerine ekliyor. Komuta modülünde kendimi evrenin kralı olarak sandım ve bu süreci oldukça keyifli ve hayallerle geçirdim diyor. Apollo 11 fırlatma rampasındayken rokete doğru yönlendiklerinde etrafta kimseler yokmuş gibi görünüyordu diyor. Komuta modülüne binmek için asansöre bindikten sonra yavaş yavaş insanların görünmeye başladığını ve uzay aracına binerken yoğun bir çalışmanın gerçekleştiğini söylüyor. Komuta modülüne binip kendini bağladığımda bir süre sağ gözümü kapattım ve okyanus ile kumsalı düşledim diyor. Sol gözümle de mekanik aksamları incelerken bir an tereddüt edip gerçekten bu işi yapacak doğru kişi ben miyim diye kendi kendime sorduğunu söylüyor.

          Apollo 8 ve Apollo 13 görevlerinde yer alan Jim Lovell, şu an 91 yaşında. Her iki görevde de inanılmaz deneyimler elde ettiğini söyleyen Jim, Apollo 8 görevinde çok fazla yapması gereken iş olduğunu, bunlardan bir kısmının zevkli bir kısmının ise sıkıcı olduğunu söylüyor. Yer’in etrafında tur atmak, uzay aracının belirli kısımlarının doğru şekilde çalışıp çalışmadığını denetlemek, Saturn V roketinin aşamalarını takip etmek yaptığı görevler arasında olduğunu belirtiyor. Yer yörüngesinden çıktından sonra Ay’a doğru ilerlediklerinde gittikçe küçülen Yer’in görüntüsünün kendini çok etkilediğini belirten Jim, sanki bir araba yolculuğundasınız da dikiz aynasından görünen Yer yavaş yavaş sizden uzaklaşıyor gibiydi diyor. Ay’a gidebileceklerini ve geri dönebileceklerini düşündüklerini söyleyen Jim, hiçbir zaman bunun aksini düşünmedik, işler kötü gittiği zamanlarda bile!

          Al Worden hava kuvvetlerinde çalışan bir pilotken Apollo 15 astronotluğuna geçmiş ve o dönemde bu geçişi kendisinin tercih ettiğini belirtiyor. 87 yaşına basan Al, uçakta tek başınasınızdır ancak uzay aracında değil! diyor. Apollo 15 görevi sırasında ekip arkadaşlarından büyük destek gördüğünü tüm sorumlulukları birlikte paylaştıklarını ve bir başarı varsa hep birlikte bunu gerçekleştirdiklerini sözlerine ekliyor. Ay aracı komuta modülünden ayrıldıktan sonra yalnız kalan Al, yakınımda kimse yoktu ama kendimi de hiç yalnız hissetmedim diyor. Hatta Ay’ın arka yüzüne doğru geçtiğinde Houston ile de bağlantısının kesildiğini istese de kimseyle iletişim kuramayacağı durumda bile oldukça rahat olduğunu belirtiyor. Hatta o kadar çok işim vardı ki belki de Ay yüzeyindeki astronotlardan daha çok bilimsel araştırma yapmışımdır diye ekliyor. Gerçekten de Al Worden komuta modülünden Ay yüzeyinin %25’ni fotoğrafladı. Daha sonra bu fotoğraflar kullanılarak çok fazla bilimsel araştırma yürütüldü. Al Worden, Ay yürüyüşü yapanlar taş ve toprakla uğraşırken, ben dağlar, ovalar ve sönmüş yanardağlarla uğraştım; sizce hangisi daha çekici? diye de soruyor.