Pulsarlar

Pulsarlar

Atarca (pulsar) “kalp gibi atan” anlamına gelmektedir. İngilizcede “kalbin atması” anlamına gelen “pulsate” kelimesinden türetilmiştir. Atarcalar, içinde bulundukları bulutsuların çekirdeği ve kalbi oldukları kadar, kalp atışları gibi muazzam ritimlerle uzaya radyo dalgaları gönderen nötron yıldızlarıdır.  

İlk olarak 1967 yılında Cambridge Üniversitesinde radyo teleskop kullanılarak yapılan çalışmalar sonucu keşfedilmişlerdir.

Atmalar, kutup noktalarından elektromanyetik ışıma yapması sonucu gelen sinyaller sayesinde gözlenen bu gökcisimlerinin, büyük kütleli yıldızların evrimleri sonucunda oluştuğu bilinmektedir. Aslında birer nötron yıldızı olan atarcaların manyetik eksenine, dönme eksenine ve gözlemcinin bakış doğrultusuna bağlı olarak, yıldızın manyetik ekseni etrafındaki ışınım konisinden atmalar elde edilmektedir. Yani manyetik kutuplardan çıkan bu ışınım görüş çizgimizi kestiği sürece atarca Dünya’dan gözlenebilir. Aslında ışınım süreklidir ancak bu ışınım Dünya’dan kesik kesik gözlenebildiği için cisim bize periyodik elektromanyetik ışınımlar yapan bir kaynak gibi gözükür. Bu yüzden atarcalardan gelen ışığın gözlenmesi deniz fenerlerine benzetilebilir.

Atarcalar, yıldızın dönme enerjisinin relativistik parçacıkların kinetik enerjiye dönüştüğü bir ortam oluşturmaktadır. Bunun için yıldız kesin olarak büyük yeğinlikte bir manyetik alana sahip olmalıdır. Ayrıca pulsarlar oldukça büyük kütleli, çok küçük çaplı ve kendi eksenleri etrafında çok yüksek hızlarla dönen gökcisimleridir. Güneşimiz gibi yıldızlar kütlesi yetersiz olduğu için, evrimsel süreçlerini tamamladıklarında hiçbir zaman nötron yıldızı gibi bir yıldız oluşturamazlar.